Siz gerçekleri ne kadar göstermek isteseniz de görmek istemeyen birine bunu gösteremezsiniz.
Benim buradaki host family ile şuana kadar ilişkilerim son derece güzeldi, tabii buraya gelmeden önce İstanbul'da dahil olduğumuz üç günlük kampın sebebini şimdi daha iyi anlıyorum.
Her şey yolunda giderken bir anda lastiğin patlayacağı ve aracın kontrolünün kaybolacağı durumlarla da karşılaşıyorsunuz. İşte o kampta buna benzer geçmişte yaşanmış ve bizlerin de benzer olayları yaşayabileceğimizi anlatmışlardı. Maalesef ben şuan öyle bir gelişmeyle karşı karşıyayım. Host family ile ilişkilerimiz iyi gitmiyor, aslında buna bütün aile üyelerini katmak doğru değil zira sadece Sherry anne ile problemlerimiz var, gerek baba ve diğer iki aile üyesiyle hiçbir problemimiz yok ve şuana kadar da olmadı.
Hatta ailenin kızı Sharifa'nın “bütün suç annemin” dediğini ve buna ilaveten babanın anneye “yapma etme” gibisinden telkinlerde bile bulunduğuna şahidim. Ama gelin görün ki anne ile aramızda ciddi problemler baş göstermeye başladı. Olup bitenler sadece benimle ilgili değil diğer aile üyeleri de annenin estirdiği terörden nasipleniyorlar. Örneğin şeker bayramı süresince bana bilgisayara dokunmama cezası vermişti ki; bu sebeptendir ailemin bayramını bile gecikmeli olarak kutlamak zorunda kalmıştım. Bazı konularda sinirleniyor kendi aile üyelerine bazı cezalar veriyor ve tabiî ki bende arada nasipleniyorum bu cezalardan.
Öyle sanıyorum ki Sherry annenin menapoz dönemi, bir de ben buraya geleceğim hafta içinde çok ciddi bir rahim kanseri operasyonu geçirmişti, hatta babam ve ben Adana’dan arayıp geçmiş olsun bile demiştik. Ayrıca düzenli olarak yaptığı bir işte olmayınca bütün bu olumsuzluklar üst üste gelince kadın arada bir tırlatıyor.
En son beraber Las Vegas'a gittik, bir gece orada kaldık çok muhteşem bir hafta sonuydu, hatta ben Sherry annenin bu seyahatin masraflarını paylaşmak zorundayız talebine bile ses çıkarmadım; ”normaldir” diyerek geçiştirdim. İşte ne olduysa o seyahat dönüşü oldu. Eve geldikten sonra bana arabasını yıkamamı söyledi, ben ki hayatında bir aracı sadece bir yerden diğer bir yere gitmek için kullanan biri olarak ne anlarım araç yıkamaktan, ayrıca kocaman bir jeep. Tabii bütün bunlara rağmen ben o aracı yıkardım ama bunu bana söyleyiş tarzı maalesef hiç hoşuma gitmedi. Yani “ben sana bakıyorum evimde misafirsin ben ne dersem yapacaksın” mukabilinde konuşmalar biraz zoruma gitti, üstüne üstlük bir de benim aile terbiyemi sorgulamaya kalkınca işte o zaman dedim ki; ”Tamam Sherry dediğin gibi olsun” ben de koordinatörüm Wicky'i aradım, zaten kendisi aramış benden önce ve 1 yıl boyunca host family olamayacağını söylemiş. Bazen düşünmeden konuşuyoruz. Düşünmeden konuştuğumuz ve yaptığımız her şey hemen hepsi yanlış işler oluyor. Çok konuşan çok bilir değil az ama öz konuşan akılı işler yapar.
"Her bildiğini söyle fakat her söylediğini bil" demiş büyüklerimiz. Tabii buradaki en önemli sorun, Sherry ile benim “büyüklerimiz” kavramı konusunda çok farklı oluşumuz.
Çocuklarına “büyüklük” yapamaması, maalesef ilişkimizi bu reddeye kadar sürükledi. Ertesi günün akşamına koordinatörüm Wicky eve geldi, ben Sherry ve kızı Sharifa dördümüz oturduk. Sharifa sadece dinleyici pozisyonunda, ellerini göğsünde birleştirmiş annesine bakıyor ama ne bakışlar!
Sonuçta ben evden ayrılmaya karar verdim, bu arada Wicky bana göz kırptı hani merak etme hallederim gibilerinden. Bir aile bulununcaya kadar ben Sherry'de misafirim. Neyse Wicky ile öpüştük vedalaştık. Bu arada Sherry Wicky'i kapıya geçirmeye gittiğinde Sharifa ile birbirimize bir sarılışımız var ki anlatam. Ağlaştık biraz, aynı okulda olmamız ve birbirimizi hergün görecek olmamız en azından biraz rahatlıcı oldu. Babanın da ve abim Sirajde'ninde üzüldüklerini biliyorum ama ellerinden bir şey gelmiyor. Akşam yatağa uzanıp olup biteni değerlendirmeye başladığımda birden aklıma; Türkiye'de 8. sınıfa kadar 8 okul değiştirdiğim geldi...
Babamın işleri dolayısıyla bu değişiklikler ilk zamanlar zor olsa da ilerleyen dönemlerde yerini alışkanlığa bırakıyor. İnsan alışıyor ve alışınca da tecrübeleniyor, tecrübelenince de hiç tınmıyor böylesine değişikliklerde. Galiba alışkınım ben.
Yeni aile fikrine çok çabuk alışırım ben...
Sanıyorum Sherry beni 16 yaş ergenliğine yeni adım atmış aklı on karış havada Amerikan gençliği ile karıştırdı. Sherry'e şunları söylemek isterdim; "Hayatta bazen her şey yolunda gitmeyebilir ve çoğunlukla da sen bunun sebebini kendinde aramaktansa, hep başkasına mal ediyorsun. Kolaycısın, bir anlaşmazlık varsa mutlaka taraflarda vardır ve bir tarafın sürekli diğer taraftan daha üstün olması ya da tamamen suçsuz olması diye bir düşünce asla olamaz. Oysa benim senin hakkında ne düşündüğümün kanıtları var. Bir sürü yazılar yazdım, seni anlattım ama senin böyle bir kanıtın yok. İşte aramızdaki fark budur(yaşımızın dışında)." Ve asla ağlayacak sızlayacak değilim, belki 16 yaşında bir kız çocuğuna çok ağır gelebilir bütün bunlar ama inanın ben keyfini bile çıkarmaya başladım. Zira ben bir yıl kalacağım Amerika'da, bu sürenin tamamını bir ailenin yanında geçirmektense başka ailelerin yanında kalmayı hayatımın renkliliği açısından daha çok önemsemeye başladım. Ama ben bütün bu olanlara rağmen host family üyelerini mümkün olduğunca ziyaret edeceğim hatta Sherry'i bile...
Kimseye düşman değilim geriye kalan zamanımı küslüklere ayıracak kadar pervasız da değilim herhalde. Aile bireyleri ile küsmek illa ki en sonunda manasızlaşır. Böyle bir manasızlığın tarafı olmak istemem doğrusu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder